“Yunanistan”, “Paris” ve “Anadolu” kelimelerinin yeniden beraber telaffuz edilmesi üç bin yıl sonra oldu. Bu sefer söz konusu ne Troya Savaşı ne de Troya Kralı’nın oğlu Paris’ti. Paris Barış Konferansı’nda (güya barış!) alınan bir kararla İzmir dolaylı da olsa Yunanistan toprağı olacaktı.
Yunan ordusu, işgal bölgesini genişletmek için harekete geçmiş, Ankara’ya kadar gelerek Büyük Millet Meclisi’ne güneyde Aydın, Denizli; kuzeyde Balıkesir, Bursa, Marmara sahilleri; doğuda Uşak, Eskişehir, Afyon ve Kütahya işgallerini Sevr’e dayanarak meşrulaştırma işine kalkışmıştı.
Ülkede mücadele azmini körükleyen olay İzmir’in işgaliydi. Tarih Türk milletine büyük bir fırsat daha veriyordu; M. Kemal Paşa bu tarihlerde Anadolu topraklarına ayak basıyor ve milletin zafer dolu kaderi yazılmaya başlıyordu.
Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkmasıyla ulusal bütünlük sağlanmış, Millî Mücadele başlamıştı. Kuvayi Milliye’nin ardından düzenli hale getirilen ordu sayesinde art arda I.İnönü, II.İnönü, Dumlupınar savaşları kazanılmıştı. En önemli savunma savaşı Sakarya Savaşı’nda ise düşman durdurulmuş, yurdun kurtarılması için büyük bir adım atılmıştı.
Düşmanın yurttan temizlenmesi için 26 Ağustos 1922 sabahı titizlikle hazırlanan bir taarruz planı devreye konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de yapılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Millî Mücadele’nin son evresiydi.
Büyük Taarruz sonrası Yunan ordusunun önemli bir kısmı etkisiz hale getirilmişti. Şimdi sıra Yunan ordusunun takip edilmesi, İzmir ve dolayındaki Yunan kuvvetlerleiyle birleşmesini engellemekti. 1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak meşhur talimatı verdi: “Bütün arkadaşlarımın Anadolu’da daha başka meydan muharebeleri verileceğini göz önüne alarak ilerlemesini ve herkesin akıl gücünü, yiğitlik ve yurtseverlik kaynaklarını yarışırcasına esirgemeden vermeye devam eylemesini isterim. Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!”
9 Eylül 1922 sabahı, Türk süvarilerini 15 Mayıs 1919’dan beri düşman zulmüne maruz kalan İzmir halkının sevinç göz yaşları karşıladı. Başkomutan, İzmir’in kurtuluşunu ordulara şu tarihî mesajla bildirdi: “İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların gösterdiği gayret ve fedakarlığı hürmet ve takdirle anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek hedeflerin alınmasında da aynı fedakarlık yarışmasını göstereceklerine inancım tamdır.”