Bir konuşma esnasında, televizyon izlerken veya kitap okurken, anlamına dair şüpheye düştüğümüz ya da ilk defa duyduğumuz kelimelerin, ne anlama geldiğini, nasıl kullanıldığını veya etimolojik kökenini arıyorsak eğer, hiç şüphe yok ki çağrımıza önce sözlükler kulak verir. Konuştuğumuz dilin söz varlığını tüm zenginliğiyle barındıran bu kitaplar, haznemizi genişletip algımıza yeni boyutlar kazandıran kaynak eserlerdir. Bugüne kadar, birçok devirde, çeşitli amaçlarla yüzlerce dilde belki de milyonlarca sözlük hazırlanmıştır. İletişimin büyük devrimler yaşamadığı dönemlerde her evin kütüphanesinde en az bir sözlük bulunurken; internetin günlük hayatımıza girmesiyle beraber artık cep telefonlarımızdan bile sözlüklere ulaşabiliyoruz.
Sözlükler amaçlarına göre farklı isimler alır. Bunlardan ilki olan genel sözlükler, sözlük dendiğinde akla ilk gelenlerdir. Kamus-i Türki ve Türkçe Sözlük gibi örnekleri bulunsa da Uygur Türkçesi Sözlüğü ve Osmanlıca Sözlüğü de birer genel sözlüktür. Sözlüklerin ikinci türü olan özel sözlükler, dilin belirli bir alanı üzerine odaklanarak hazırlanır. Ağız, argo, deyim ve eşanlamlı-karşıt anlamlı sözlükler, özel sözlükler grubuna dahildir ama bu alanda en geniş payı terim sözlükleri alır. Bu sözlükler, bilim dallarından felsefeye; spordan, mühendisliğe kadar, belli bir grubun kullandığı özel kelimelerin derlenmesiyle oluşur. Türkçe’de yeterli derecede çalışması bulunmayan kavramlar sözlüğü ise kelimeleri kavram alanlarına göre düzenler, onları kavrama yakınlığı bakımdan sıralar. Bunun yanında çok dilli ve mukayeseli sözlükler de vardır.
Türkçe’de bilinen ilk sözlük Araplara Türkçe öğretmek amacıyla Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınan Divan-ı Lugati’t-Türk’tür. 11. yüzyıl Türkçesinin gramerini gözler önüne sermesi bir yana dönemin tarihine ve edebiyatına da uşak tutan bu eser, Türk ve yabancı birçok bilim adamı tarafından dikkatleri üzerine toplamıştır. Türklerin bilinen ilk alfabesiyle yazılmış olan Orhun Yazıtları ve Uygur harfli metinler de Eski Türkçenin söz varlığıyla ilgili araştırmacılar için vazgeçilmez bir kaynak sunar. 15. yüzyılın en önemli edebi şahsiyetlerinden biri olan Ali Şir Nevai, Türkçe’nin Farsça’dan daha güzel olduğu iddiasıyla yola çıktığı eserinde bunu kanıtlamaya çalışmış, ortaya Çağatay Türkçe’siyle yazılmış Muhakemetü’l-Lugateyn adlı bir sözlük çıkmıştır. Vankulu Mehmed Efendi’nin Lugat-ı Vankulı adlı Arapça-Türkçe sözlüğü, Osmanlı’da matbaada basılan ilk kitap olma özelliği taşır. İlk Türkçe romanın sahibi Şemseddin Sami, adında “Türk” kelimesi geçen ilk Türkçe sözlük olan Kamus-i Türki’yi 1902’de yazmıştır.