Formülcü şairlerimizin büyük ustasıdır. Yahya Kemal de Attilâ İlhan da mısra beyit bütünlüğü ve anlam-ses özdeşliği içindeki şiirlerinin gücünü Baki’ye yaslar. Baki’nin, şiiri adeta dıştan ve üstten gören hakim, kuşatıcı, mustağni bir bakışı vardır. Fuzuli tarzı şairlerdeki aşk ve şevkin yerini Baki tarzında şiir bilgisi ve soğukkanlı düşünce alır. Bunun sonucunda ortaya mimari bir yapı ve plastik bir biçim arz eden zaman ve mekan ötesi, tabir caizse hazcılığı içinde metafizik bir şiir ortaya çıkar. Baki’nin istiğnası o kadar ileriye gider ki şiirleri “Baki” adını zirveleştiren birer basamak halini almaktadır. Şiir sanki kendi içinde ve oluşum sürecinde olmayan, kendisini şiirin dışında ve üstünde konumlandıran bir arzu ve azmin hizmetine girmiştir. Nerdeyse, şiirin kendisi Baki şiiri olmaktan haz duymaktadır… Baki’nin Mimar Sinan ve Kanuni ile aynı zaman ve mekanı paylaştığını, üçü arasında bir sacayak ilişkisi olduğunu unutmamalıyız. Üçün dördüncüsünün bir hukukçu, yani Ebussud Efendi olduğu da söylenmelidir. O dönem hukuk, mimari ve askeri yönetimle tutarlı bir şiirin müellifi olarak Baki’nin iktidarda olmaması düşünülemezdi herhalde. Fuzuli’nin Irak’tan yönelttiği şikayetler boşunadır. Görünen o ki Osmanlı o günlerde ne yapmışsa büyüklük kompleksi veya istenciyle yapmıştır. Bir yanda Mimar Sinan’ın Süleymaniye ve Selimiye ile taçlanan azametli mimarisi, diğer yanda Osmanlı’nın askeri töresiyle İslam şeriatını bilinç ve ustalıkla örtüştüren Ebussud hukuku ve diğer yanda da Baki’nin adeta hukuki, mimari şiiri. Bunun çatısını Sultan Süleyman’ın ihtişamının oluşturması da büyük bir şanstır. Büyüklük ve ustalıkla örülmüş bu eserlerin bugün için içine girilemez, uzaktan hayran olunur bir mahiyet kazanması ise Baki’nin ve çağdaşlarının bekasını tartışmaya açacak meselelerin başında geliyor. Baki şiirinden aldığımız haz bizzat o şiirden alınan hazdır dersek abartmış oluruz. Baki’nin Baki oluşundan, şiirin bir istiğna ve azamet, ihtişam oluşundan haz alırız Baki’de. Bu ise Baki’nin modern şiire ve bugünkü şiir zevkine pek az hitap edebilmesi sonucunu doğurmuştur. O derecede parlak bir şiir ki, eskimez, çünkü kullanılamaz, hatta temas dahi edilemez.