Kış aylarının –hele bir de mübarek Ramazan ayına denk gelirse– en meşhur içeceklerinden birisi bozadır. Herhalde şu an 30’lu yaşlarını geçkin hemen hemen herkesin de kulaklarında gece vakitleri sokakları dolaşan ve boza satmaya çalışan bozacıların sesleri kulaklarında yankılanıyordur. Yanında bir avuç da leblebi varsa tadından yenmez boza. Hem soğuk kış aylarında içinizi ısıtır hem de tam anlamıyla vitamin deposudur. Ülkemizde de bolca tüketilen bozanın tarihi de oldukça dolu dolu ve çok eskilere uzanıyor.
Bozanın ilk ortaya çıkışı günümüzden yaklaşık 8000-9000 sene öncesine dayanıyor. Bu bağlamda da günümüzde hala tüketilmekte olan en eski içeceklerden bir tanesi. Günümüzde genellikle darıdan yapılan boza farklı topluluklar tarafından farklı hammaddeler kullanılarak da üretilmiştir. Boza Türk toplulukları tarafından da çok uzun zamandır tüketilen bir içecek. Özellikle Orta Asya’da bulunan eski Türk kavimlerinin de boza tükettiğine dair bilgiler mevcut. Bu kavimlerin zaman içerisinde Anadolu’ya göçleri sırasında boza da onlarla birlikte bu coğrafyaya geliyor. Hatta boza Anadolu’ya geldikten sonra bu coğrafya ile de sınırlı kalmıyor. Tüccarlar tarafından hem Afrika’nın kuzey bölgelerine hem de bugün Ortadoğu olarak bildiğimiz coğrafyaya da yayılmıştır.
Anadolu’ya seyyah olarak yolu düşmüş önemli kimselerden İbn Battuta ve Evliya Çelebi de bozadan bahseder. İbn Battuta bugün Kafkasya civarlarında bulunan Deşt-i Kıpçak (Kıpçak Ovası) bölgesinde Türklerin boza ya da onun deyimiyle buza diye bir içecek tükettiklerinden bahseder. Tarihin en önemli seyyahlarından biri olan Evliya Çelebi de 17. yüzyılda Anadolu’da boza içildiğinden bahseder. Seyahatname’sinde İstanbul’da 300 civarında bozahanenin bulunduğunu not eder.
Bazı üretim tarzlarında içerisinde alkol ihtiva etmesi nedeniyle Osmanlılarda zaman zaman tartışma konusu da olmuştur boza. Hatta Sultan II. Selim döneminde bozanın tüketimine dair yasakların ortaya çıktığını görebiliyoruz. 19. yüzyıla gelindiğinde ise içerisinde alkol bulunmayan Arnavut bozası Osmanlı topraklarında gitgide daha fazla tüketilmeye başlanıyor. Hatta dönem dönem Osmanlı ordusunda “Bozacılar” adıyla bir bölüğün olduğunu da görüyoruz. Bunun nedenini ise tarihçiler çoğunlukla bozanın içeriği ve tüketen kişiye güç vermesi ile açıklıyor.
Tarihe bakıldığı zaman boza kadar eski fakat hala üretilen ve tüketilen çok az içecek olduğunu görüyoruz. Osmanlı dönemindeki popülerliğini günümüzde de yitirmeyen boza, yukarıda bahsettiğimiz gibi hala kış aylarımızın vazgeçilmezi durumunda.