Birinci Dünya Savaşı devam ederken Libya’da İtalyanlara karşı bir direniş hareketi başlatan Senusi lideri Ömer Muhtar’ın şehadetinin üzerinden 84 yıl geçti.
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı devam ederken yaptığı Cihat çağrısına karşılık veren Senusilerin önemli isimlerinden 20 Ağustos 1858 doğumlu Ömer Muhtar, hem Osmanlı’nın Cihat çağrısı hem de İtalyanların Libya’yı işgali sonrası gönüllü olarak direniş hareketine katıldı. Ardından yaklaşık bin kişilik bir birlik kurarak İtalyanlara karşı aktif mücadelede yer aldı. Zamanla Cihat’ın en korkusuz ve başarılı komutanlarından biri oldu. Bununla birlikte barışçı yollara da kapısını tamamen kapatmadı. Fakat ne İtalyanlarla anlaşmaya vararak işgale boyun eğen Senusi lideri Muhammed İdris Es-Senusi’yle yaptığı görüşmelerden sonuç alabildi ne de İtalyanların kendisine yönelik işbirlikleri tekliflerini kabul etti. Bu verimsiz görüşmeler neticesinde hedefine daha da sıkı sarılan Ömer Muhtar, direnişine daha çok insanı etrafında toplayarak, daha büyük kararlılıkla devam etti.
“Hüküm ve karar yalnız Allah’ındır”
İşgal kuvvetlerine karşı haklı ve cesur direnişin sembol isimlerinden biri olan ve hareket alanının kısıtlanması, mühimmat ve malzemeye erişiminin tamamen engellenmesi, yan yana savaştığı dostlarını kaybetmesi, savunulan toprakların işgalcilerin eline düşmesi gibi sayısız zorluğa rağmen Cihat çağrısına kulaklarını tıkamayı reddeden Ömer Muhtar, 11 Eylül 1931 günü İtalyanlar tarafından kıstırılarak esir alındı. Adeta bir tiyatro niteliği taşıyan bir mahkemece yargılanan ve ölüm cezasına çarptırılan Ömer Muhtar, 16 Eylül 1931 günü Suluk’ta idam edilerek şehit edildi.
Ömer Muhtar’ın mahkemenin idam kararına verdiği cevap ise şöyleydi: “Hüküm ve karar yalnız Allah’ındır. Sizin bu sahte ve uydurma hükmünüzün hiçbir geçerliliği yoktur. İnna lillah ve inna ileyhi raciun…”
