Eskimeyen Kitaplar, Eskimeyen Kitaplar, Kitap Dünyası

Dönüşümler

Hakan Arslanbenzer / 04.01.2016

Epik şiirin başarısıyla ilgili kesin bir kural var. Bu da başarılı olacak epik eserin şu veya bu yolla arketipleri yenilemeyi başarmış eser olmasıdır. Epik alemde arketiplerden yani bir nesnenin, bir kahramanın, bir olayın ilk örneğinden ham orijinalite adına sapamayacağınız gibi, onu tam bir sahicilik ve eskillik içinde de sunamazsınız okuyucuya veya dinleyiciye. Yapma destan dedikleri şey ya destan filan değildir yani; yada “yapma” kelimesi müellifin arketipleri yeni zamanın, yeni insanın ve yeni dilin sığasında günışığına çıkarma kabiliyetine yönelik bir hakarettir. Yüzyıllar boyu bildiğimiz destan oluşum şekli içinde oluşmuş, pekişmiş, sözlüden yazılıya geçmiş destanların ardından gelen; yazılı kültüre ve kent kültürüne bulaşmış olduğu halde sanki eski destanlardan biriymiş gibi yazılıveren destanlar birer ölü doğumdan ibarettir. Epik şiir yolunu bunlarla değil, adı destan olarak konmamış fakat destansılığı her yeni çağda bir kere daha yenilemeyi başarmış eserler üzerinden devam ettirmiştir. Ovidius gibi Roma-Latin kültürüne ait olan ve hatta İmparatorluğun destancısı rolündeki Vergilius’un elinden çıkma Aeneas destanı ölü doğuma bir misaldir. Ovidius’un Dönüşümler’i ise yeniden doğuşa. Dönüşümler’i okuduğumuzda klasik veya arketipik epik eserin, Homeros tipi destanın artık geride kaldığını, yeniden yapılamayacağını kesin bir gözle görmekten kendimizi alamayız. Aeneas’la filan olmaz bu iş yani. Greklerin yüzyıllar içinde imbikten süze süze vücuda getirdiği ve içeriği ve tarzı kadar oluşum şekli de destansı olan destanlarını alıp bunların Latin kopyasını yazamazsınız yani. Vergilius bu yüzden çuvallamıştır. Aeneas, epik şiir tarihine geçe geçe bir tür ölü soyuculuk, bir tür mezar hırsızlığı olarak geçebilmiştir. İlyada’yı bir elimize, Aeneas’ı öbür elimize alıp İlyada evet, Aeneas hayır der bırakırız. İşte burada Ovidius’un ve Dönüşümler’in özel bir yeri var. Dönüşümler de sonuçta klasik epik eseri, Grek tragedya ve fabllarını malzeme olarak kullanan; fakat işte bunları tamamen yeni bir anlayış ve çerçeveyle şekillendiren bir eser. Günahkar ve kentli Roma insanına eski bir malı satmanın sarraflığı da diyebiliriz Ovidius’un Dönüşümler’de yaptığına. Başlı, ortalı, sonlu bir epik eser olmadığı halde, barındırdığı epik muhtevayı dramatize etme başarısı ve ancak İlyada’yla kıyas edilebilecek üslup başarısıyla Dönüşümler, Aeneas’ı filan sollayarak o dönemde epik eserin, destanın nasıl bir şey olabileceğini güçlü bir üslup ve karanlık bir anlatım yoluyla göstermiştir. Başka deyişle, Dönüşümler’le birlikte artık epik eserin tözü farklılaşmış, epik bütünlük olayların bütünlüğünden anlamın bütünlüğüne, kaygının ortaklığına doğru kaymıştır. Dönüşümler, aynı zamanda epiğin dönüşümlerinden biri, oldukça da önemli biridir. Bu özelliği ile de kendi semasının tek yıldızıdır ve eskimez.

Yeni Haberler