Dünyanın önde gelen askerî tarihçilerinden Edward J. Erickson’un 2013 yılında yayımlanan kitabı, “Osmanlılar ve Ermeniler- Bir İsyanın ve Karşı Harekatın Tarihi” Türkçeye çevrilerek yayımlandı. Timaş Yayınları etiketiyle raflarda yerini alan kitapta Erickson, konuya siyasi, sosyal veya ideolojik bir zeminden ziyade askerî açıdan yaklaşıyor. 1915’te Osmanlı yöneticilerinin aldıkları kararı 1878 sonrası şartlarda meydana gelen ayaklanma bastırma girişimlerinin nihai bir noktası, bir sonucu olarak değerlendiriyor. Osmanlı Hükümeti’nin, 35 yılda birçok isyana karşı koyma uygulamaları geliştirdiği tezini ortaya koyan kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun merkez bölgeleri dâhilinde ve taşrasında, gelişen isyanlara karşı koyma faaliyetlerinin niteliğine odaklanıyor.
Edward J. Erickson, 1915 Olayları’nın bir günde başlamadığını ortaya koymak üzere, Ermeni devrimci komitalarının, 1890 yılından itibaren, hem siyasi ve hem de askerî bir güç olarak ortaya çıkışını, bu güç karşısında Teşkilat-ı Mahsusa’nın konumunu inceliyor. Erickson ayrıca, Ermeni tehcirleri konusunda bazı sorular ortaya atıyor. Mesela, “Niçin suçun işlendiğini gösteren su götürmez delil yok?” Bugün hiçbir yerde, ne Ermenileri imha etmek için, ne de onları ideolojik veya siyasi sebeplerden dolayı tehcir etmek için bir emir bulunduğunu gösteren bir belge bulunduğunu söyleyen yazar Osmanlıların evrak ve bürokratik dosya tutma hususunda takıntılı derecede hassasiyetine rağmen bu konuda evrak düzenlenmemiş olmasına dikkat çekiyor.
Çok sayıda Osmanlı Ermeni vatandaşlarının niçin tehcire tâbi tutulmadığı sorusu da kitabın ufuk açıcı sorularından biri. Erickson, Emeni iddialarına karşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun batı uçlarında, 350.000 gibi yüksek sayıda Ermeni’nin neden evlerine bırakıldığına açıklama bekliyor. 1916 yılında tehcirlerin durdurulduğunun altını çizen yazar, “Eğer gaye toptan imha ise, niçin batıdaki Ermeniler de göçe zorlanmadı?” diye de soruyor.