Yazıldığı günden beri popülerliğini koruyan ender eserlerden biri Gargantua. Alaycı, kural dışı, asalete aykırı, neredeyse edebiyat dışı bir karakteri var hikayenin. Rabelais, folklorun karanlık tarafını, kilise ve şatoların dışında kalan kalabalığın yani sıradan halkın sesini metne geçirmiştir. Bugün postmodern eleştiri tarafından sahiplenilmesinde bunun rolü var. Mihail Bahtin, Rabelais’nin Gargantua’sını çoksesli romanın şaheseri olarak selamladığından beri kitap her geçen on yılda biraz daha resmi bir suret kazanıyor. Bu biraz tuhaf. Çünkü Gargantua su katılmamış gayri resmidir, avlunun ve merasimin yüzde yüz dışındadır. Yazar eğlendirmek dışında bir amacı olmadığını ve soylulara hitap etmediğini kitabın daha ilk sayfasında işaret ediyor. Bunda bir yerde resmi edebiyattan intikam alma zevki olduğu da görülüyor. Rabelais de bir yazardı sonuçta, meddah değildi. Buna rağmen hiçbir ahlaki amaç gütmüyor olması, yazarın yaşadığı devrin demokrat eğilimlerinin, aristokrasinin saygınlığını kaybediyor olmasının, en genel anlamda feodalizmin çöküşünün etkisine bağlanabilir. Halk anlatıları bundan sonra en az aristokratik edebiyat kadar saygı görecek ve yeni dönemin edebiyatının harcına katılacaktır.