Ebced, Arap harflerinin karşılık geldiği sayı değerlerine dayanan bir hesap sistemidir. Bugünkü halini; Hz. Muhammed zamanında kullanılan tertibin, Emeviler döneminde Nasr. b. Asım ile Yahya b. Ya’mer el-Udvani tarafından değiştirilmesiyle “hurufü’l-heca” tertibine dönüşmesiyle almıştır. Aslında bu sistem, Arap alfabesinin zorluğundan dolayı, harfleri akılda tutmak amacıyla geliştirilmiş bir formüldür ve “ebced” kelimesi, formülde yer alan ebced, hevvez, hutti, kelemen, sa’fes, karaşet, sehaz, dazağ gibi anlamı olmayan kelimelerin ilkinden gelmektedir. Bu tertipteki dizilişleri ve değerleri aynı olduğundan, ebced sisteminin Nabaticeden Arapçaya geçtiği kabul edilmektedir. Bu sekiz kelimeden ikisi hariç, anlamlarına dair pek çok rivayet ve iddia bulunmaktadır. Hz. Adem’in cennetten ayrılışı ve tövbesi arasında geçen sürenin çeşitli kısımları olduğu, Allah’ın güzel isimlerinin ilk harflerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulduğu ve her harfin evreni oluşturan dört elemente karşılık geldiği gibi görüşler bunlardan bazılarıdır.
Ebced sisteminin sihir ve büyücülükte kullanılmış olmasının altında yatan sebep, harflerin sayı değerlerinin birbirleriyle karşılaştırılması sonucu şaşırtıcı benzerliklerin ortaya çıkması olmuştur. Aynı anlama gelen farklı kelimelerin aynı değerlere sahip olması açıklanması güç eşitliklerdir. Bu tipte derin bir kavrayışa yönlendiren sistem, bu sebeple şairlerin de çoğu zaman başvurduğu bir sanat gösterisi haline gelmiştir. Bilhassa, divan şiiri bu anlamda çok zengin bir kaynak sunar. Edebiyat dışında, tasavvuf, astronomi, astroloji ve mimari de ebcet sistemini kullanan diğer alanlardır.
İlk üç harfin birler, ortadaki ikisinin onlar ve son üçünün de yüzler basamağındaki rakamlara karşılık geldiği sistemde, harflerin sayı değerleri farklı hesaplara göre ele alınır ve bunlara göre isimleri de farklılık gösterir. Bunlardan ilki olan el-cümelü’l-kebir, yani asıl edced, tarih düşürme olarak bilinen edebi sanatta tek sistem olarak kabul edilmiştir. El-cümelü’l-ekber adı verilen ikinci sistemde, kef harfinden sonra kendinden daha küçük bir rakam kalana kadar 12 çıkartılır. Üçüncü sisteme el-cümelü’s-sagır denir ve harflerin asıl ebceddeki değerleri toplanır. Daha kompleks olan el-cümelü’l-asgar ise asıl ebceddeki sayı değerlerinin adlarını oluşturan Arapça kelimelerdeki harflere karşılık gelen rakamların toplanmasıyla elde edilir.
Sistemin günlük hayatımıza pek çok yerde nüfuz ettiğini görüyoruz. Halk arasında çocuğun doğum yılına karşılık gelen harflerden oluşturulan kelimenin, çocuğa ad olarak verilmesi en yaygın geleneklerden biri. Hatta Mehmet Akif Ersoy’un, bu sebeple adının “Ragıyf” olduğu, babasının vazgeçmemesine rağmen, arkadaşlarının bu az rastlanır ismi söyleyemeyerek sonradan Akif dedikleri biliniyor. Yine dünyanın önde gelen mimarlarından Mimar Sinan, modüler düzenin oluşturulmasında ebcedten yararlanmış, yapılarındaki oranı bu sisteme göre düzenlemiştir. İbnü’l Arabi de ebcedin tasavvuf yönüne dair geniş çalışmalar yapmış, harf sembolizmiyle yakından ilgilenmiştir.