Tanpınar günümüzde bir marka oldu artık. Ne var ki, onu asıl önemli kılan şey nedir dense, dahası hangi sanat veya bilgide üstadtır diye sorulsa net, sağlam, mutabakata dayalı bir cevap gelmeyecektir. Tanpınar oyunu oynayanlar günümüzde çoğaldığı için bir marka oldu Tanpınar; hazmedildiği veya yerine oturtulabildiği için değil. Yerine oturtulması yazısının içeriği sebebiyle zaten epey zaman alacak. Zira Tanpınar şiirinde, hikayesinde, eleştirisinde olduğu gibi romanında da ana akımın dışına düşerek yola çıkmış ve hep tali yollarda yeni bir ana yol inşa etmeye çalışmış, adeta ana yolu tali yola, yan yola yöneltmeye çalışmış bir yazardır. Günümüzde birilerinin onu çok iyi anlıyorlarmış, hatta onun meşru mirasçıları kendileriymiş gibi yapmaları anlamsız değilse bile boşunadır. Tanpınar daha uzun süre varis kabul etmeyecektir. Özellikle de romanıyla. Zira “huzur” kelimesinin çift anlamlılığıyla başlayan ve hem Huzur hem de diğer romanlarının içeriğindeki çift gerçeklilik durumuyla sayfa sayfa, satır satır ağırlaşan bir gerilim, kırılma, çatışma hattı üzerinde yazmayı sürdürmüş bir yazar Ahmet Hamdi Tanpınar. Kendi içindeki çelişkileri tespit etmek bile ciddi bir çaba gerektiriyor. Sadece Huzur’un ilk birkaç sayfasındaki dilsel, üsluba ait ikiye hatta üçe yarılmayı (1. bildiğimiz Osmanlıca nesir dili, 2. Fransızcadan giren nispeten teknik terimler ve 3. Tanpınar’ın da ister istemez bir parçası olduğu yenileşmeci akımların yeni dil yaratma gayretinin eseri olan ifade ve ibareler) listelemek bile sıkı bir akademik personelin bir tam gününü alacaktır. Bu yanıyla Ahmet Hamdi Tanpınar’a nasıl romancı, üstelik de mihver romancı payesini verdiğimiz, ciddi bir mesele halini alıyor. Bugünün gizemli, muallak ve epey de muğlak hikaye-roman modalarına malzeme verir gibi durması bizce bir çözüm yolu açmaz, aksine sahici çözümlerin yolunu tıkayacak bir kriz yaratma ihtimali daha yüksektir. Tanpınar algımızın kaotik olduğunu yukarıda ima etmiştik zaten. O halde, eskimek bir tarafa henüz tam tekmil dalınmamış, girilmemiş, herhangi surette yıpratılmamış, kuşku uyandıracak kadar bakir bir roman olarak Huzur huzurlarınızda duruyor demektir. Bir zevk unsuru veya bir moda aksesuarı olarak defalarca kullanılmış ve eskitilmiş bir romandan söz ediyoruz, o ayrı.