XXI. yüzyılın yaşam şartlarına ayak uydurmak maddi olduğu kadar fiziksel olarak da zor. Günlük yaşamın gittikçe artan temposu, stres ve birçok farklı etken sebebiyle küçük veya büyük hastalıkların da arttığı herkesin malumu. Bundan yaklaşık yüz sene evvel hiç haberdar olunmayan, bahsi geçmeyen hastalıklar bugünlerde birçok kişiyi etkilemekte. Doğal olarak, hastalıklarda görülen bu artış, bu dertlerin dermanı konusunda da farklı bir sürece açıldı. Birçok konuda olduğu gibi XIX. yüzyıl kimyanın da gelişmesiyle birlikte bugün kullanmakta olduğumuz hazır ilaçların da ortaya çıkmasına neden oldu. Hazır ilaçlar da ortaya çıktıktan sonra birçok hastalığa ve rahatsızlığa kısa süre içerisinde derman olması nedeniyle toplum ve tabipler tarafından da benimsendi.
Lakin hazır ilaçlar ve modern kimya ortaya çıkmadan evvel eczacılık genellikle şifalı bitkiler vasıtasıyla gerçekleştiriliyordu. Modern kimyanın doğuşuna ve bununla beraber bugünkü eczacılığa uygun olarak geliştirilen ilaçların ortaya çıkışına kadar bitkiler yoluyla şifa verme arayışında ise Bergamalı Galenos ismi ön plana çıkar. 130-200 yılları arasında yaşadığı sanıloan Galenos hazırladığı tıbbi müstahzar adı verilen hazır ilaçlar ile uzun yıllar eczacılık alanına katkı sağlamıştır.
İlaçların ve eczacılığın gelişmesinde ise IX. yüzyıldan itibaren İslam coğrafyası öncülük etmiştir. İslam alimleri tarafından tıp alanında konusunda olduğu gibi ilaçlar konusunda da önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu da XIV. yüzyıldan itibaren İslam dünyasındaki bu gelişmelere sahip çıkmış, lakin bu bilgilerin geliştirilmesi veya dünyanın diğer taraflarındaki gelişmelerin bu bilgilere eklemlenmesi konusunda zayıf kalmıştır.
Osmanlı coğrafyasında – hemen hemen her konuda olduğu gibi – ilk modern eczane de 1757 yılında payitahtta İki Kapılı Eczahane adıyla açılmıştır. Daha sonraki yıllarda ise eczanelerin sayısı İstanbul’da giderek artmıştır. Lakin 1880 yılına kadar açılan her eczane gayr-ı Müslimler tarafından işletilmekteydi. Modern eczacılık okulu ve bundan dolayı da Müslüman eczacı bulunmaması şikayetlere yol açmış, bu şikayetlere cevap olarak da Müslümanların gidebileceği eczacılık okulu açılmıştır. Bir eczacılık okulunun açılmasından sonra sahibi Müslüman olan ilk eczane Hamdi Bey tarafından 1880 yılında Zeyrek’te açılmıştır.
Bunun yanı sıra, eczacılığa dair Osmanlı’da ilk nizamname 1861 yılında Belediye İspençiyarlık Sanatının İcrasına Dair Nizamname adı ile uygulanmaya başlanmıştır. Bu nizamname ile eczacılık bir sanat mahiyetinde görülmüş ve bununla birlikte eczacılığın bir nizam çerçevesinde icra edilmesi gerektiği anlaşılmıştır. XIX. yüzyılın başlarından itibaren hazır ilaçların sayısı ise katlanarak artmıştır. 1820lerde yalnızca iki tane hazır ilaç bulunmaktayken – yaklaşık yüz sene içerisinde – Cumhuriyet’in kurulduğu yıllara gelindiğinde bine yakın hazır ilaç bulunduğu bilinmektedir.
Kaynakça
Gündelik Hayatımızın Tarihi, Kudret Emiroğlu