Arap-İslam ülkelerinde, özellikle Emevi’de görülen gelişmiş donanma, şüphesiz bu başarısını kartografya bilimine, harita kullanma kabiliyetine borçludur. Hint okyanusuna yelken açan gemiciler, yönlerini tayin etmek, rotaları belirlemek ve deniz trafiğini kontrol altında tutmak adına pergel açısıyla işlem yapıyorlardı. Pergel… İlköğretim sıralarından itibaren aşina olduğumuz ve kimilerinin meslekleri gereği hala kullandığı ölçüm aleti. Fakat tarih sayfasını 9-10. yüzyıllara çevirirsek, pergel kullanımının aşamalı olarak ilerlediğini, daha da önemlisi bu aşamanın da geometriciler tarafından kateldiğini görebiliriz. Geometri için vazgeçilmez olan bu aletinin İslam coğrafyasındaki hikayesi nedir?
Daha önce de bahsettiğimiz gibi, astronomi, mekanik ve geometriye özgün bir yaklaşım geliştiren Musa kardeşler, bir açıyı üç eşit parçaya bölme problemi üzerine eğilmişlerdi. Kardeşlerden çok önce de onlarca çözümü bulunan bu soruya yeni bir açıklama getirmek istediler. Önerileri eğri bir çizgi çekmekti ve yeterince de başarılı oldular. Onlar çizimlerinin öneminin farkında olmasalar da Stephan Pascal’ın adını koyacağı Paskal Salyangozu’nu keşfetmiş olacaklardı. Aslında, çözüm arayışları bize yalnız bu eğriyi kazandırmadı, hareketi sistematik bir ölçüm yolu olarak kabul etmeleriyle de yeni bir anlayış getirdiler. Bu eğri, Nikodemes’in konkoidinden daha doğru bir sonuç veriyordu.
Arap bilginlerin o gün ellerinde Nikodemes’in bu konkoidine dayanan bir pergel de vardı. El-Hazin, bir risalesini bu alete ve aletin çözebileceği problemlere ayırarak, aslında dönemin geometricilerine de pergeli tanıtmış oluyordu. Hiperbol çözümüne dayanan sabit geometrinin aksine, ölçüm aletlerinin ortaya çıktığı hareket geometrisi artık iyiden iyiye kendini hissettiriyordu. Cebirsel geometrinin de meşgul olduğu koni kesitlerinin gösterimi, bu dalda pek çok başarıyı tetikleyen problem olmak dışında, bilginleri de yeni pergeller yapmaya, üçüncü dereceden eğrilerin ölçümünü yapabilecek aletler üretmeye zorladı. 10. yüzyıla geldiğimizde basit ölçümler için kullanılan pergel dışında, koni kesitlerini gösterebilecek bir pergel üretmiş olan ilk kişi Ebu Sehl el-Kuhi oldu. Fakat, bir alet üretmek, o aletin en yüksek kullanım şeklini de keşfettiğimiz anlamına gelmiyor. Bunun için, bu yüzyılın sonunda Ebu el-Vefa’ el-Buzecani’ye ait bir çalışmanın ortaya çıkmasını bekleyeceğiz. İşte o zaman, geometrik çözümler için sistematik bir şekilde pergel açmanın da doğuşuna tanıklık edebiliriz. Ama bu doğuş beraberinde verimli bir gelişme dönemini öncelemiyor. Ne yazık ki, önümüzdeki 500 yılda geometrik ölçüm konusu askıya alınmış gözüküyor. Batılı bilginlerin onları tekrar gün ışığına çıkaracağı döneme, Rönesans’a kadar.