Abbasilerin, Emevi Devleti’ne son vermesi üzerine Şam’dan ayrılan I. Abdurrahman, İspanya’ya giderek Kurtuba’da emirliğini ilan etti. Emevi taraftarlarının akın akın bu bölgeye gelip devletin genişlemesine yardım etmesi ve Franklarla girişilen savaşlar sonucu kısa sürede Endülüs Emevi Devleti kuruldu. İslam coğrafyasının doğusunda, yani merkezinde genişletilen ilim dünyası, İber Yarımadası’nda kurulan İslam egemenliğini de etkisi altına aldı. Kanat takıp uçan İbn Firnas, ünlü mutasavvıf Muhyiddin İbn Arabi ve filozof, matematik ve tıp alimi İbn Rüşd bu topraklarda doğmuştur. Astronomi, geometri, matematik, tıp ve felsefe gibi alanlarda kazanılan ilerlemenin etkileri doğudan batıya intikal ederken elbette büyük bir tarihsel birikime sahip saatçilik de bu bölgede yayılma ve genişleme imkanı buldu. Bizim İspanyol-Arap saatleri diyeceğimiz bu dönemin ürünleri, daha sonraları Avrupa’da üretilecek olan belli saat tipleri için de ilham kaynağı oldu.
İspanyol-Arap güneş saatleri, o zamana kadar düşünülmemiş bir farklılıkla karşımıza çıkar. Emevi Devleti’nin donanmaya verdiği önem, Kuzey Afrika ve Endülüs’ün de bu donanma yardımıyla fethedilmesi, bir yarımadada yaşayan bu halkın denizcilik ve özellikle pusula yapımıyla da yakından ilgilenmesinin sebeplerini açıkça gösteriyor. Denizde vakti ölçme ve aynı zamanda yönü de tayin edebilme ihtiyacı, Murcia’li astronom İbn er-Rakkam’ı yüzer pusulayla bağlantısı olan bir güneş saati üretmeye sevk etti. “Gölgeler Bilgisi Hakkında Risale”inde bahsettiği bu saat, ipek iplerle dengede tutuluyor, manyetik taş kuzey güney yönünü belirlerken, ahşap bir diskten ibaret güneş saati de zamanı belirlemeye yarıyordu. 1300’lerde tarif edilen bu alete oldukça benzer başka bir saat de, 1537’de aynı ihtiyaçlar ışığında Pedro Nudes tarafından üretildi.