Türkiye’de meşhur olup kitaplarının yoğunlukla çevrilmesinin nedeni iktidar eleştirisidir Foucault’nun. Şaşırtıcı bir iktidar yaklaşımı var. Antonio Gramsci siyaset ve iktisadın ötesine, kültür alanına yaymıştı iktidarı. Fakat muhalefeti yani devrimcileri de aynı alana yerleştirir Gramsci. Ve onlara bu alanda manevralar yapmayı öğütler. İktidarın mevzileri karşısına mevziler kurmak başarı getirmeyecektir; bunun için tek çıkar yol manevradır. Foucault ise iktidarı bilince kadar genişletip derinleştirir. Bilgi ve bilinç, iktidarın müdahelelerinden masun değildir. Foucault okuyucusuna heyecan veren bu tespit, yazarın meşhur Deliliğin Tarihi, Kelimeler ve Şeyler, Bilginin Arkeolojisi, Cinselliğin Tarihi ve Hapishanenin Doğuşu kitaplarında çok sayıda örnekle desteklendiği için ikna edici görünür. Foucault görünüşte büyük meseleleri terk etmiştir. Hakikat, insan, tarih, ahlak, mutluluk vb. başlıkları inkar eder. Bunların hepsi ona göre iktidar yani kapitalist burjuvazi tarafından kendini meşrulaştırmak için icat edip dayattığı konulardan ibarettir ve bunların karşısına benzeri kavramlarla çıkılamaz. Bunlar olmadığı için zıtları da mevcut değil Foucault’ya göre. Tek yapılacak şey bunların altını üstüne getirmek yani bilgi arkeolojisi yapmaktan ibaret. Mutluluk diye bir konu olmadığına göre alternatifini yaratmaya çalışmak da gereksiz. Bunun yerine zevki uzatma tercih edilir. Foucault’nun böylelikle siyasetten tamamen uzaklaştığı açıktır. Hümanizm ve diyalektik gibi 19 ve 20. yüzyıllar Batı Avrupa düşüncesi için temel olan bağlam ve yöntemlerin tamamını terk etmeyi önerir Foucault. Lenin’in meşhur sorusu, “Ne yapmalı?” gibi sorular onun için anlamını tamamen kaybetmiştir. Önemli olan, diyalektik akıl değil analitik akıldır ve bize kapitalistlerin sunduğu kavramlar çözümlenip terk edildiğinde mesele biter. Düşüncenin konusu artık doğa, varlık, insan, özne gibi 19. yüzyıl palavraları değil bilginin kendidir. Samimiyet ve hakikatin tamamen kaybolduğu kanısındadır Foucault; çünkü bunlar varken de sahteydiler, bizi uyutmak için burjuva sınıfı tarafından ortaya atılmış şeylerdi. Artık herhangi bir şeyi yapmanın veya söylemenin amacı, asla yüce bir amaç değil, yapmak veya söylemenin kendinden ibarettir. Şöyle bir şeyi rahatlıkla söyleyebiliriz: Batı felsefesi Michel Foucault ile devam etmişse Michel Foucault ile sona ermiş demektir.