Mayıs’ın ikinci pazarı kutlanan Anneler Günü’nün kökeni 1908’in Batı Wirginia’sına kadar uzanıyor. 1864’te ailesinin 10’uncu çocuğu olarak hayata gözlerini açan Anna Jarvis; öğretmenlik, bankacılık ve reklamcılık yaparak geçirdiği hareketli iş hayatı boyunca annesi Ann Jarvis’ten uzak da kalsa aralarındaki bağı hiç koparmamış ve annesine hep özel bir ilgi beslemişti. Bu derin alaka ve hayranlık olağan bir anne-çocuk ilişkisinden daha kuvvetliydi. Zira sosyal aktivist olan Ann Javis, kurucusu olduğu “Mothers’s Day Work Clubs” adı altında kadınlara evlatlarını daha iyi yetiştirme konusunda eğitim verirken kulüp daha sonraları Amerikan İç Savaşı’nın sebep olduğu bölünmeye karşı da birleştirici bir güç haline gelecekti.
Anna’nın Anneler Günü fikrini oluşturan ilk ilhamı alacağı konuşmalarıyla, Andrews Methodist Kilisesi’nde de oldukça aktif olan anne Javis yaşadığı kalp sorunları sebebiyle kızının yanına taşındıktan yalnızca 1 yıl sonra hayatını kaybetti. Anna dört yıl sonra Amerika’nın önde gelen kumaş tüccarı John Wanamaker’ın maddi desteğiyle yine aynı kilisede kendi annesi ve bütün anneler adına bir anma töreni düzenledi. Katılımın epey yüksek olduğu bu ilk Anneler Günü’nden sonra Anna; dönemin etkili gazete ve siyasetçilerine mektuplar yazarak anneler adına özel bir günün kabulü için çağrıda bulundu. Senato’dan kaynanalar veya babalar günü de olmasını gerektireceği itirazıyla geri dönen Anneler Günü, kutlamaların tüm ülkede yaygınlaşmasının ardından 8 Mayıs 1914’te Başkan Woodrow Wilson’un onayıyla resmi olarak kabul edildi. Anna Jarvis, bundan sonraki hayatına, günün ticarileşmesine ve amacından uzaklaşmasına karşı mücadele ederek devam etti ve 1948’de yaşamını yitirdi.
Bildiğimiz biçimde Anneler Günü’nün kökeni Amerika’daki bu hadiseye dayansa da anneler ve annelik adına yapılan kutlamalar aslında daha eski. Anadolu’daki ana tanrıça Kibele ve Yunan tanrıçası Rheia için düzenlenen festivallerde doğurganlık ve bereketle ilişkilendirilen anne figürüne gösterilen şükran Anneler Günü’nün karşılaştığımız en ilkel hali. Avrupa’nın bazı yerlerinde Katolik ve Protestanlarca kutlanılan “Mothering Day” ise evde çalışan hizmetçilerin annesiyle ve diğer aile üyeleriyle birlikte ana-kiliselerine gitmesi için belirlenmiş bir izin günüydü ama gittikçe sekülerleşti ve Anna Jarvis’in dünyaya hediye ettiği Anneler Günü altında dinî özelliklerini kaybetti. Bunun yanısıra, benzer nitelikte geleneklere sahip ülkelerde ise Anneler Günü; mayısın ikinci pazarında değil de, halihazırda kutlama yaptıkları günlere uygun şekilde kabul edildi. Bolivya, kadınların katıldığı önemli bir savaşın başladığı günü kabul ederken; Yunanlar, 2 Şubat’ta yaptıkları dinî kutlamalarla Anneler Günü kutlamalarını birleştirdiler. Eski komünist ülkelerden bazıları kapitalist Anneler Günü yerine 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlama kararı aldı. Ülkemizde ise Kadınlar Derneği aracılığıyla 1955’ten beri mayısın ikinci pazarı olarak kutlanıyor.