“İlerleme düğümü” nasıl çözülür?
Özellikle 19. yüzyıldan itibaren kilit bir kavram olarak ortaya çıkan “ilerleme” üzerine inşa ettiği makalesinde Elyesa Koytak, bu kavramın oluşturulmasını ve kapsadığı (ve dışladığı) ögeleri inceliyor. Bu kavramın Avrupamerkezci birtakım kabullere götürdüğünü savunan Koytak, bu durumu çözülemeyen bir “düğüm” olarak tanımlıyor ve bu düğümün kimler tarafından nasıl atıldığının yanı sıra nasıl çözülebileceğine yanıt arıyor.
Nurettin Topçu’nun Sosyalizm anlayışı
Nurettin Topçu’yu “Türkçülük, Batıcılık ve İslamcılık akımlarından birine müntesip olmayan, kimi zaman üçünden de farklı kimi zaman ise üçünü birden kapsayan” bir Cumhuriyet dönemi olarak tanımladığı yazısında Zübeyrk Berk, Topçu’nun “Anadolu sosyalizmi” üzerine metinlerini ele alıyor ve bu düşüncenin temel noktalarını aktarıyor. Berk, tasavvufun kritik öneme sahip olduğu bu kuramdan bahsederken Topçu’nun zengin fikir dünyasının bir özetini de sunuyor.
Walter Benjamin’in düşüncesinde teoloji
Birçok farklı çalışma alanını teoloji potasında bir araya getiren ve bu anlamda diğerlerinden ayrılan filozof, tarihçi ve çevirmen Walter Benjamin’in farklı alanlar arasındaki bağlantıyı teoloji vasıtasıyla nasıl sağladığını ise Tuğçe Elif Taşdan’dan öğreniyoruz. Taşdan’ın yazısı hem Benjamin’in teoloji ile tarihsel materyalizmi nasıl bir araya getirdiğini açıklıyor, hem de Benjamin’in kuramlarında dinî ve mistik ögelerin kendilerine ne türden yerler edindiklerini betimliyor.