Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, yani herkesin daha aşina olduğu ismiyle Sovyet Rusya’nın yıkılmasının üzerinden çeyrek asırdan fazla geçti. Özellikle Kafkas ve Doğu Avrupa ülkeleri üzerinde bıraktığı etkilerin hâlâ tam olarak geçtiğini söylemek pek mümkün değil. Zira bu ülkelerin çoğunda Sovyetler dönemine ait izleri bulmak mümkündür. Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi ve Tarih gibi akademinin farklı dallarında hala Sovyetler dönemine ait birçok araştırma yapılmaktadır. Döneminin adeta bir kapalı kutusu olan Sovyetler Birliği hakkında öğrenilecek birçok şey var. Siyasi ve akademik tartışmaları bir yana bırakırsak, Sovyetler döneminin en büyük miraslarından bir tanesi de günümüzde hala konserler vermeye devam eden Kızıl Ordu Korosu’dur.
Koro 1928 yılında dönemin Sovyetler Savunma Bakanı Kliment Voroshilov’un isteği üzerine Alexander Alexandrov tarafından Moskova Merkez Ordu Kulübü’nde kurulmuştur. Kızıl Ordu Korosu’nun İngilizce adının Alexandrov Ensemble olması da kurucusundan dolayıdır. Koro ilk kurulduğu zaman 12 asker, bir vokal ve bir akordeon sanatçısına eşlik eden iki dansçıdan oluşmaktaydı. Koro ilk resmi konserini ise kurulduktan yaklaşık bir sene sonra 1929 yılında Sovyetler Birliği’nin Doğu topraklarında demiryolu inşaatında çalışan askerler için vermiştir. Bu tarihten itibaren, özellikle Sovyetler Birliği yıkılana dek, Kızıl Ordu Korosu hem Rus halkı hem de askerleri için birçok konser vermiştir. Temel amacı halkın ve askerlerin moralini yüksek tutmak olduğu gibi, askerlerin arasında amatör olarak da olsa sanata ilgi göstermelerini sağlamaktır.
Koro Sovyetler Birliği ordusu içerisinde o kadar çok ilgi görmüştür ki hemen hemen 5 sene içerisinde 300 kişiye ulaşmıştır. Sayının bu kadar hızlı artması sonucunda koronun yanı sıra bir orkestra oluşturulmuş ve dansçı topluluğu da büyümüştür. Bu tarihten itibaren Sovyetler Birliği’nin yıkılışına kadar Kızıl Ordu Korosu adeta bir propaganda aracı olarak işlev görmüştür. Özellikle Sovyetler Birliği için birçok marş yazılmış ve bu marşlar konserlerde okunmuştur. Hatta koronun kurucusu ve şefi olan Alexandrov Sovyetler Birliği Marşı’nın da bestecisidir. Bu marş Sovyetler Birliği’nin yıkılışından sonra değiştirilerek Rusya Ulusal Marşı haline getirilmiştir. Koro ayrıca, II. Dünya Savaşı sırasında cephelerdeki Sovyet askerlerine moral vermek adına 1500’e yakın konser vermiştir.
Koronun dünyadaki ünü ise çok hızlı bir şekilde yayılmıştır. 1948 yılında Berlin’i ikiye ayıran duvar daha örülmemişken bir konser verdiler. Bu konseri izlemeye toplamda 30.000 kişi katıldı. Duvar örülmeden konser veren Kızıl Ordu Korosu, 1991 yılında da Demir Perde’nin yıkılmasından sonra Roger Waters ile The Wall adlı konserinde sahneye çıkmış ve savaş karşıtı şarkılardan bir tanesi olan Bring the Boys Back Home adlı parçayı Roger Waters ile birlikte seslendirmiştir. Bunun dışında Kızıl Ordu Korosu birçok defa dünya turnelerine çıkmış, dünyanın farklı yerlerinde konserler vermiştir. Günümüzde Kızıl Ordu Korosu geleneksel Rus parçalarının yanı sıra Batı kültüründen, popüler parçalardan oluşan repertuvarı ile konserlerine devam etmektedir. Orkestrası da tıpkı koro gibi hem geleneksel Rus çalgılarını hem de diğer enstrümanları kullanarak müzik yapmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’de de konser veren Kızıl Ordu Korosu, Sovyetler dönemindeki siyasi ve propaganda aracı hüviyetlerinden kurtulmuş daha ziyade dünyaca takdir edilen kültürel bir topluluk olarak anılmaktadır.
Kaynakça
The Alexandrov Ensemble, Unofficial Blog of the Alexandrov Ensemble of the Red Army