Türk edebiyatının şaheserlerindendir. Bir Türk için yazılmış en iyi biyografidir. Mithat Cemal’in Mehmet Akif’ini okumayan Akif’i tam tanımış olmaz. Akif’in hiçbir eserini okumadan da bu kitapla Akif’in sanatı, hayatı ve şahsiyeti hakkında çok fazla şey kazanmış olursunuz. Eksik ve yüzeysel kalır hepsi bu. Safahat’ı iyi okumuş, Akif hakkında masallar bertaraf doğru dürüst şeyler bilen biri içinse Mithad Cemal’in Akif biyografisi eli hiç bırakılmayacak bir dost haline gelir… Kitap “Hayatı”, “Seciyesi” ve “Sanatı” başlıklı üç bölüme ayrılmıştır ki, her üçünde de Batının çok tutulan biyografi yazarlarına taş çıkartan bir kabiliyet ve gayret ortaya koyar Mithat Cemal. Goethe ve Doktor Johnson’ın hayat hikayesi yazarları bir yaverin veya katibin donukluğu, titizliği ve sıradanlığı içinde ortaya koymuşlardır eserlerini. Boswell ötekine göre biraz daha esprtiüel sayılırsa da, ikisi de eşit oranda kalındırlar. Bu bakımdan Mithad Cemal’in kendisi de bir şair ve romancı olmasına rağmen Akif karşısında gösterdiği tevazu bildiğimiz anlamda bir çıraklığın, sekreterliğin yarı samimi ifadesi ya da Süleyman Nazif’in Akif kitabındaki gibi sanatçıyı seven bir dostun abartısı değildir. Mithat Cemal Akif’te kahramanını bulmuştur. Fakat bundan bayat bir hayranlık değil, sıkı bir takip çıkarmasını da bilmiştir. Böylelikle de Akif’in hayatını onunla 35 yıl süren arkadaşlığının penceresinden anlatırken ne kadar sempatik ve espritüelse, karakterini anlatırken o kadar ciddi, mesafeli ve titizdir. Sanatını eleştirirken ise birinci sınıf bir eleştirmene dönüşür Mithat Cemal.