Tarih yazımı, tarihçilik bugün ne kadar önemliyse, geçmişte ve ‘tarihte’ de bir o kadar önemli yer tutuyordu. Şüphesiz ki, tarihçilik modern zamanların bir uğraşı ve mesleği değildir. Çok uzun yüzyıllardan beri birçok tarihçi gerek resmi kurumlarda –yani saray veya devlet kurumlarında– gerekse gayr-ı resmi kurumlarda geçmişi araştırma işi ile ilgilenmekteydi. Bugün nasıl ki birçok üniversitede değişik tarih alanları ile ilgili birçok tarihçi tarih araştırmaları yapıp birbirinden farklı eserler kaleme alıyorsa, bu geçmişte de günümüzden pek farklı değildi.
Müverrihler ya da daha bizim daha çok aşina olduğumuz isimleriyle vakanüvisler Osmanlı Devleti için de önemli bir rol oynuyorlardı. Osmanlı sarayında vakanüvisler ancak 17. yüzyıl itibarıyla görev yapmaya başlamışlarsa da 17. yüzyıla kadar da birçok vakanüvisin görev yaptığını ve eserler ortaya koyduğunu biliyoruz. 17. yüzyılda resmî olarak ilk görev yapan vakanüvis ise Naima’dır. 1655 yılında Halep civarında dünyaya gelen Naima’nın gerçek adı Mustafa olmasına rağmen sarayda görev almasıyla birlikte Naima adını kullanmış ve günümüzde de daha çok bu ismiyle anılır olmuştur. Zaten Osmanlılara ait günümüzdeki en önemli kaynaklardan birisini yazan Naima’nın eseri de Tarih-i Naima adını taşımaktadır.
Kuşkusuz ki Naima saraya resmî olarak hizmet eden ilk vakanüvis olmasının yanı sıra birçok farklı öneme sahiptir. Tarih-i Naima’da 1574 ile 1651 yılları arasında yaşanan olayları farklı bir bakış açısı ve neredeyse kusursuz anlatımıyla kaydetmiştir. Eseri toplamda 6 cilt olmakla birlikte 1400 civarında başlıktan oluşmaktadır. Tarih-i Naima’yı yazarken şahit olmadığı olayları başka kaynaklara dayanarak derleyen Naima, eserinin mukaddime kısmında ise tarihçilik anlayışını ortaya koymuştur. Burada bir tarihçinin sahip olması gereken vasıflardan bahseder; doğruyu söylemek, söylentilere önem vermemek, doğrusunu bilmediği olayı yazarken olayı bilenlerden onaylatmak ve kolay ve anlaşılır, sade bir dil ile anlatmak gibi. Bu vasıfların günümüz tarihçileri için de bir öğreti ve önemli bir yol gösterici olduğuna şüphe yoktur. Bu açıdan aslında tarihçiliğin ve tarih yazımının bugün de geçerli olan evrensel değerlerini de 17. yüzyılda eserine not düşmüştür.
Kaynakça
Mustafa Naima, İslam Ansiklopedisi
Tarih-i Naima