Osmanlı vakanüvislerinden özellikle erken dönemde yaşamış olanları gerek Devlet-i Aliyye’nin kuruluşu gerek de fetihleri ve devlet düzeni hakkında oldukça önemli bilgiler aktarmalarına karşın kendileri hakkında bilgi sahibi olmak oldukça güçtür. Zira, bazıların doğum tarihleri ve yerlerini dahi ancak kendi eserlerinden öğrenebildiğimiz vakanüvislerin bir kısmı hakkında ise eserlerinde dahi bir bilgi bulunmamaktadır. Bunlardan bir tanesi de esas adı Tûr-ı Sinâ olan Tursun ya da Dursun Bey’dir. Dursun Bey hakkında bugün sahip olduğumuz hemen hemen bütün bilgiler Prof. Dr. Halil İnalcık tarafından ortaya çıkarılmıştır. Kendisinden evvel doğum tarihi hakkında bile pek bilgiye rastlanmadığı görülür.
Halil İnalcık’ın Bursa şeriyye sicilleri üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda Dursun Bey’in Bursa’nın önde gelen ailelerinden birine mensup olduğunu ve 1426 senesi civarlarında dünyaya geldiğini biliyoruz. Babası, Sultan I. Murad’ın önemli kumandanlarından Firûz Bey’in oğlu, Anadolu Beylerbeliği’nde bulunmuş olan Hamza Bey’dir. Erken yaşta timar sahibi olan Dursun Bey, İstanbul’un fethinden sonra Sultan II. Mehmed (Fatih) tarafından verilen görevle İstanbul’daki emlakin sayımı ve vergilendirilmesini yapmış, Sultan’ın takdirini kazanmıştır. 1456 yılından başlayarak on seneden fazla bir müddet Mahmud Paşa’nın divan katipliğini yapmış ve birçok sefere katılmıştır. Uzun yıllar Devlet-i Aliyye’ye defterdarlık da dahil olmak üzere farklı şekillerde hizmet eden Dursun Bey, görevlerinden emekli olduktan sonra Bursa’da amcasının vakfının mütevelliliğini üstlenmiş ve bu sırada eserini yazmıştır.
Dursun Bey’in Târîh-i Ebü’l-Feth adını verdiği eser üç bölümden oluşmakta ve 1444 yılından başlayarak 1488 yılına kadar cereyan etmiş olayları kapsamaktadır. Fatih Sultan Mehmed devrinin birçok olayına bizzat şahit olarak eserinde aktarmasının yanı sıra Osmanlı vakanüvisleri arasında çok sık görmediğimiz bir eğilime sahip olan Dursun Bey, farklı ülkeler ile ilgili askerî, iktisadî ve coğrafî bilgileri de eserinde vermiştir. Târîh-i Ebü’l-Feth ile ilgili ilginç bir durum da Dursun Bey tarafından yazdığı dönemin bazı olaylarını dışarıda bırakmış olmasıdır. 44 yıllık devri kapsadığı eserinde, birtakım olaylar eser dışında bırakılmışsa da nedeni tam olarak belli değildir. Bunun yanı sıra, benzer dönemde kaleme alınmış eserlerle karşılaştırıldığında, Dursun Bey’in inşa tarzının oldukça farklı olduğu görülmektedir. Türkçeden vazgeçmemiş olmasına rağmen o dönem çok rastlanmayan bir şekilde Arapça ve Farsça kelimelere de sıkça yer vermiş ve kısa, sade cümleler yerine daha uzun ve süslü cümleler kullanmayı tercih etmiştir.
Kaynakça
Dursun Bey, İslam Ansiklopedisi
Halil İnalcık, Tursun Beg, Historian of Mehmed the Conqueror’s Time