Pazartesi modern dünyada ilk iş günü ve hemen hemen herkesin en sevmediği güne tekabül eder. Bazen iki bazen de bir günlük güzel bir dinlenmenin ardından kimse pazartesi sabahları erkenden kalkıp, trafik çilesi ile baş ederek güne ofiste veya her nerede çalışıyorsa başlamak istemez. Pazartesi gününü iple çeken, bir an önce sevdiği işe dönmeyi arzu eden hatta mümkün oldukça hafta sonları boş vakitlerini çalışmaya ayırarak geçiren insan sayısı epey azdır diye düşünüyorum. Zira günümüzde çalışmak ve iş yapmak birçok insan için keyiften ziyade bir zorunluluk halini almıştır. Belki de son birkaç yüzyılda meslek tutmanın doğasında yaşanan bu değişimin günah keçisi de pazartesi günleri ilan edilmiştir. Bu yaklaşım bir yandan da yanlış değildir. Tarihe bakıldığında pazartesi günleri insanlığın karşılaştığı birçok korkunç olaya sahne olmuştur. Hatta bu olayların yaşandığı günlere kara pazartesi adı verilmiştir.
Kara Pazartesi olarak bilinen olayların belki de en meşhur olanı 1929 yılında gerçekleşmiştir. I. Dünya Savaşı’nın ardından Amerika önderliğinde kurulan – bir bağlamda küresel – liberal ekonominin çökmeye başladığı gün 28 Ekim 1929 Pazartesidir. Günümüzde hem siyasî hem de iktisadî tarihe Büyük Buhran – veya the Great Depression – olarak geçen bu hadise sonucunda başta Amerika olmak üzere dünyanın önde gelen borsaları hızlı bir çöküş içerisine girmiş ve milyonlarca işsiz ve aşsız insan yaratmıştır. Büyük Buhran’ın telafisi uzun yıllar mümkün olmamış ve liberal ekonominin ilk büyük çöküşü olarak görülmüştür. Benzer bir borsa çöküşü 19 Ekim 1987 Pazartesi günü Hong Kong’dan başlamış ve bütün dünya piyasalarını bir kez daha altüst etmiştir.
Her ne kadar kara pazartesilerin en meşhuru 100 yıl öncesinde yaşanmış olsa da bu olgunun tarihi oldukça eskiye dayanmaktadır. Tarihte ilk karşılaşılan kara pazartesi 1209 yılında Dublin’de gerçekleşmiştir. Britanya’nın Bristol şehrinden Dublin’e gelen yaklaşık 500 göçmen Galli savaşçılar tarafından katledilmiştir. Bunun yanı sıra bu olaydan yaklaşık 150 yıl sonra 100 Yıl Savaşları sırasında Britanya Kralı III. Edward’ın askerlerinin ve atlarının birçoğu savaş alanında fırtınalı hava nedeniyle ölmüştür. Dublin’de olanlar veya Büyük Buhran’ın başlangıcı gibi tarih pazartesi günlerinde yaşanan kötü birçok örnekle doludur.
Tarihte yaşanan bu olayların pazartesi gününe denk gelmesi pek tabii ki tesadüftür. Zaten tarihe baktığımızda insanlık için kara olan birçok güne de denk geliriz. Özellikle tarih yazımında birbirinden bağımsız olaylar arasında bir bağlantı kurmak, aralarında ilahî bir bağ olduğunu öne sürmek gibi boş bir çaba bulunduğunu da biliyoruz. Kara Pazartesi olarak adlandırılan olaylarının bir rastlantıdan ibaret olduğunu unutmamak gerektiğini ve olaylar arasında pazartesi günleri üzerinden olmayan bir bağlantı üretmenin pek de anlamlı olmadığını düşünüyorum. Zira, böyle boş bir çaba yaşanan olayların da altını boşaltacak kendi bağlamlarından uzaklaşmamıza ve olayları daha iyi kavramamıza engel olacaktır. En nihayetinde pazartesi günlerinin yakasını bırakmak hepimiz ve yaptığımız işler adına en hayırlısı olacaktır.