Hemen hemen her milletin, her topluluğun geçmişine ait belirli efsaneleri vardır. Kendi geçmişi ile övünmek, diğer toplulukların geçmişlerinden daha üstün, şaşaalı bir tarih yazmak belirli bir topluluğa veya coğrafyaya özgün değildir. Doğaüstü olaylar ve insanüstü becerilerle donanmış tarihi kişiler her coğrafyada mevcuttur. Doğal olarak aynı argümanları Osmanlı tarihi için de söylemek mümkündür. Özellikle son yıllarda Osmanlı tarihine olan ilginin de artmasıyla beraber birçok olay ve dönem ya televizyonlarda dizi olarak ya da beyaz perdede yüksek bütçeli filmler olarak karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de 2012 yılında vizyona giren “Fetih 1453” adlı film. Film adından da anlaşılacağı üzere II. Mehmed’e Fatih unvanını getiren İstanbul’un fethini konu alıyor. Ancak filmin ana figürlerinden birisi de Ulubatlı Hasan.
Filmin vizyona girmesinden itibaren Ulubatlı Hasan ile ilgili tartışmalar da birçok mecrada yer aldı. Bunun temel nedeni de İstanbul’un fethi sırasında gerçekten böyle bir kişinin yer alıp yer almadığı konusu. Anlatılara göre, Ulubatlı Hasan –filmde de görüldüğü üzere– Bizans surlarına ilk Osmanlı sancağını diken asker. Hatta birçok okçu tarafından vurulmasına rağmen büyük bir çabayla surlara tırmanıp sancağı dikmesi de kendisine adına büyük bir kahramanlık hikayesi yazılmasında önemli bir rol oynar.
Ancak tartışma da tam olarak bu noktada başlıyor. Gerçekten Ulubatlı Hasan adında bir Osmanlı askeri var mıydı? Varsa bile gerçekten sancağı diken kişi o muydu? Bu soruların tabi ki cevabını vermek adına dönemin kaynaklarına göz atmak gerekiyor. Lakin, dönemin kaynaklarında şu ana kadar Ulubatlı Hasan’a dair bir bilgi bulunmamakta. Dönemin kaynaklarını karşılıklı olarak incelediğini söyleyen Prof. Dr. Necdet Öztürk de Ulubatlı Hasan’a ya da sancağı surlara diken ilk kişiye dair bir bilgi bulunmadığını öne sürüyor. Benzer şekilde birçok tarihçi de Ulubatlı Hasan’ın isminin ortaya çıkmasının İstanbul’un fethinden çok sonra 16. yüzyılda ortaya çıktığı görüşünü paylaşıyor.
Diğer bir yandan da fetih sırasında Osmanlı askeri olan herkesin kayıt altında olamayacağını da düşünmek ve buna göre hareket etmek gerekiyor. Ulubatlı Hasan adında bir şahıs gerçekten var olmamış olsa dahi Osmanlı askerlerinden bazılarının surlara sancak diktiği bir gerçek. Bu nedenle Ulubatlı Hasan ismini belki de herhangi bir Osmanlı askerinin sembolleşen ismi olarak algılamak gerekiyor. Tabi bu durumda bir de Ulubatlı Hasan olarak tanınmasının ve böyle bir kahramanlık hikayesinin varlığının neden önemli olduğunu dair sorular sormak ve cevaplarını bulmak gerekiyor.